31 Ekim 2011 Pazartesi

Dua ile..




Şuan farid farjad'ın Nefrin'i dinlerken gözlerim dalıp gidiyor uzaklara...Ruhum hem hüzünleniyor hemde coşuyor..bugun bir burukluk var nedense yüreğimde..Diyorum ki iyiki Mevlam var..içimi gönlümü duygularımı bilen anlayan..yoksa çok zor bazı zamanlar insanın kendini ifade etmesi..duygularına tercüman olucak pek söz bulunamıyor çünkü bazen..işte ozaman şu mubarek dua dökülüyor dilimden..Kalplerimizi açan genişleten sevindiren İnşirah suresi.. 

'Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
1.Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi?
2.Ve yükünü indirip-atmadık mı?
3.Ki o, senin belini bükmüştü;
4.Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?
5.Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.
6.Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.
7.Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.
8.Ve yalnızca Rabbine rağbet et'



Allahım bu ayetlerin, bu senin eşsiz sözlerin ne güzeldir!!! Sen Yalnızca sana yönelenlerden eyle bizi..Yalnızca seninle sırrını paylaşanlardan eyle bizi..Tüm sevgisini sana verenlerden ..Senin razı olduklarından, senden razı olanlardan eyle bizi..

DUA sevgiliye yazılmış bir mektup gibidir,Zarfin icine yuregini koyanın DUAsi kabul edilir..Slm ve DUA ile..

25 Ekim 2011 Salı

Başlıksız...

Kalbim buruk yine daha doğrusu kalplerimiz buruk yine...üst üste geldi acı olaylar..kederli bir sessizliğe boğuldu ruhum..Mevlam Van'da ki tüm kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun, değerli kayıpları için Rabbim onlara dayanma gücü versin, kalplerini ferahlatsın..Bu depremde bir yunus vardı ki beni göz yaşlarına boğdu...kurtarılırken gözleri hayata sımsıcak bakan küçük vanlı kardeşimiz..kendisine çıkartan ekipteki amcalarına ilk iş saati sormuştu, "Akşam 10" cevabını alınca da "Eyvah çok geç olmuş babama söylemeyin" demişti yunus..Umut olmuştu herkese çıkarılışı.. Çıkarıldıktan sonra hastaneye kaldırılırken iç kanamadan vefat etti..Dokuz çocuktan sekizinciydi ailesinin tek kaybıydı..  babası eğer internet kafeye gitmeseydi evde olsaydı belkide...demişti acıyla.. Demekki Mevlam o küçük kardeşimizi bizlerden daha çok sevmişti..Ve onu olduğu yerden daha hayırlı huzurlu ebedi bir mekana almak istemişti..Mevlam rahmet eylesin onunla birlikte 366 vanlı kardeşimize..

20 Ekim 2011 Perşembe

ŞeHaDeT..

Dün Hakkari de yaşanan acı olaylardan sonra ne diyeceğimi ne söyliyeceğimi bilemiyorum..kelimeler kifayetsiz ve sönük kalıyor..Ve bu esnada Saidi Nursi hazretlerinin  iç rahatlatan ruhu teskin eden şu cümlesi geliyor aklıma  'Zalimler için Yaşasın CEHENNEM!!!'
İşte asıl kazananlar şehitler.. onlar ne kutlu ve kıymetli mubarek seçilmiş kişiler ki Mevlam onlara peygamberlerden sonra en kıdemli dereceleri layık görmüş..onları ayetlerle hadislerle müjdelemiş..

Ayetlerden:

1. "Eger Allah yolunda öldürülürseniz veya ölürseniz, Allah'in size lütfedecegi magfiret ve rahmet onlarin biriktirdiklerinden daha hayirlidir. Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de muhakkak ki Allah'in huzurunda toplanacaksiniz." (Ali Imran, 3/157-158)

2. "Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayin. Aksine onlar diri olup Rableri katinda riziklandirilmaktadirlar. Allah'in lütfundan kendilerine vermis olduklariyla sevinç içindedirler ve arkalarindan henüz onlara kavusmamis olanlari, kendilerine bir korku olmayacagi ve üzülmeyecekleri üzere müjdelerler." (Ali Imran, 3/169-170)
3. "... Süphesiz hicret edenlerin, yurtlarindan çikarilanlarin, benim yolumda kendilerine eziyet edilenlerin, çarpisanlarin ve öldürülenlerin kötülüklerini örtecek ve kendilerini altindan irmaklar akan cennetlere sokacagim. Bu Allah katindan bir karsiliktir. Karsiligin en güzel olani Allah katindadir." (Ali Imran, 3/195)

4. "Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyin. Aksine onlar diridirler ancak siz fark edemiyorsunuz." (Bakara, 2/154)

5. "O halde, dünya hayatini ahiret hayati karsiliginda satanlar, Allah yolunda çarpissinlar. Kim Allah yolunda çarpisir sonra öldürülür veya üstün gelirse ona büyük bir ecir verecegiz." (Nisa, 4/74)

6. "Allah, Allah yolunda çarpisip öldüren ve öldürülen mü'minlerden, karsiligi cennet olmak üzere, mallarini ve canlarini satin almistir. Bu O'nun üzerine, Tevrat, Incil ve Kur'an'da vadedilmis olan bir haktir. Allah'tan daha çok ahdine vefa gösterebilen kim vardir? Su halde yapmis oldugunuz bu alisverisinizden dolayi sevinin. Iste büyük kurtulus budur." (Tevbe, 9/111)

7. "Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen veya ölenlere gelince; Allah onlari muhakkak güzel bir rizikla riziklandiracaktir. Süphesiz Allah rizik verenlerin en hayirlisidir." (Hacc, 22/58)

8. "inkâr edenlerle (savasta) karsı karsıya geldiginizde hemen boyunlarını vurun. Sonunda onlari yenik düsürüp üstünlük sagladıgınızda (esirleri) sıkı baglara baglayın. Artık bundan sonra ya lütufta bulunu(p serbest birakı)n veya fidye karsılıgı salıverin. Savas agirliklarini birakincaya kadar (böyle sürdürün). Iste böyle. Allah dileseydi onlardan öç alirdi. Ancak sizi birbirinizle imtihan etmek için (böyle emrediyor). Allah yolunda öldürülenlerin ise (Allah) amellerini bosa çikarmayacak." (Muhammed, 47/4)

  Hadislerden:


1. Resulullah (s.a.s.) mealen söyle buyurmaktadir: "Allah (c.c.), yolunda cihad için çikan kimseye kefildir. Kim sadece benim yolumda cihad etmek ve bana iman ettigi ve peygamberlerimi tasdik ettigi için evinden ayrilirsa, bu kimse onu cennete koyacagimi veya elde edecegi mükafatiyla evine çevirecegimi garanti etmis olur."

2. "Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda alinan herhangi bir yara kiyamet gününde ayni sekilde görülecek. Rengi kan renginde ve kokusu misk kokusunda olacaktir." (Buhari, Müslim)

3. "Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, eger Müslümanlar için zorluga sebep olmasaydim, Allah yolunda cihad eden hiçbir müfrezeden geri kalmazdim." (Buhari, Müslim)

4. "Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, isterdim ki Allah yolunda cihad edip öldürüleyim, sonra yine cihad edip öldürüleyim, sonra yine cihad edip öldürüleyim." (Buhari, Müslim)

5. "Sehit öldürüldügünde, sizden birinin pirenin isirmasindan duydugu rahatsizlik kadar rahatsizlik duyar." (Tirmizi, Nesai ve Darimi rivayet etmistir.)

6. Sehl ibnu Hanif (r.a.)'den Resulullah (s.a.s.)'in söyle dedigi rivayet edilir: "Allah Teala'dan samimiyetle sehadeti talep eden kimse yataginda ölse de Allah onu sehitler makamina ulastiracak." (Ebu Davud, Müslim, Tirmizi, Nesai ve Ibnu Mace) '


Bizden selam olsun o mubareklere!!! Rabbim şefaatlerini bizlere de nasip etsin ve bizleride şehitlik makamında yanına kabul eylesin!!!

15 Ekim 2011 Cumartesi

Hu Hu:)

Kendi cumhuriyetime tekrardan hoşgeldim:)))) Bu lafı seviyorum insanın kendine has duyguları yazabiliceği dökebileceği ona özel bir sayfası olması mükemmel! Ben bu işi sevmeye başladım:) Müziğimi de açtım sonuna kadar ohhhh benden keyiflisi yokkk:) Şuan 'hurts'ın wonderful life'ını dinliyorum ve ben bu şarkıya seviyorum:) 'Depeche mode' hayranı bi kimse olarak bu grubun da tarzına biraz onlara benzetiyorum. Yani keyifler pek bir yerinde.Akşama çaya misafirlerimiz var eşimin arkadaşlarını ve hanımlarını ağırlıycaz inş.Bu arada bitanecik eşime sevgi ve selamlarımı iletiyorum:).Akşama misafir ağılıycak bir kimse olarak nedense şuan pek bir rahatım telaş yok panik yok..Ama vakitler daralmaya başlayınca nasıl bir ruh haline sahip olucağımıda bilmiyor değilim hani:) çünkü bugün yeni bir tarif deniycem.Üzeri kaşarlı beşamel soslu patatesli tavuk..harika bir tat..bunu annem yapmıştı ve çok güzel olmuştu.Çaylı sofralara da çok yakışan bir lezzet.İnşallah benimkide güzel olur.. Diğer ikramlarım cevizli börek (kayınvalidem sağolsun), yoğurtlu makarna salatası tatlı olarakta etimek tatlısı o da dün akşamdan hazır:) İnş. yakın bir zamanda yaptığım ikramlıkların resimlerinide sizlerle paylaşıcam..Eee hazırlıklarda tamamlandıktan sonra geriye en önemlisi kalıyor misafirlerimizi güzel karşılayıp gönüllerini hoş etmek..Rabbim mahcup etmesin..


Sevgili Peygamberimiz (sas) Hazretleri, misafirliğin önemine dikkatimizi çekmiştir ve şöyle buyurmuşlardır:

- Sofranın en hayırlısı, içine en çok misafir eli uzanan sofradır.

- Yemeğinizi imanlı insanlar yesin.

Ve yine buyurmuş ki:

- Misafire kolayca hazırlayabileceğinizi ikram edin, israfa girip de misafirliği zorlaştırmayın!..

Demek ki Efendimiz (sas) Hazretleri misafirliği, birlik beraberliği pekiştiren özellik ve güzelliğe de sahip kutsal bir görev olarak görüyor,
Müslümanların misafirliğe gidip gelmelerini tembih ve hatta tavsiye ediyor; bir şartla ki, misafirlikte israfa girilmesin, evdeki imkânlar zorlanmasın.
Misafir de, ev sahibi de rahatsızlık duymasın.

Nitekim israflı misafirliğin dostluğu zayıflattığını anlatan Fudayl bin İyaz der ki:

- Dostların birbirlerinden uzaklaşmaları, misafir ağırlamakta imkânlarını aşan külfete girmelerindendir.
Çünkü gelen misafir, bir sürü masrafa sebep olduğunu anlayınca ikinci defa gelme cesaretini bulamıyor.
Külfete giren ev sahibi de bir daha misafir kabul etme arzusunu izhar edemiyor. Böylece israflı ikramlar yüzünden dostluk ve kardeşliğimizi pekiştiren misafirlik âdetimiz de kaybolmaya yüz tutuyor...

İmam-ı Gazali Hz., masraflı misafirliğin dostluğa zarar verdiğini anlatırken der ki:

- Bir zat, misafir gittiği dostunun bir sürü külfete girdiğini görünce demiş ki: Dostum, ya şu külfeti kaldır aradan ya da bu ülfeti...
Unutma ki, sen külfeti kaldırmazsan külfet senin ülfetini kaldırır, bir daha kolayca gelip gidemez oluruz birbirimize.

Bundan dolayı Hz. Ali (ra), kendisini misafirliğe davet eden bir dostuna önce şart koşmuş:

- Ben geleceğim diye evde olmayanı hazırlama külfetine girmeyeceksin.

- Evde olanlardan da çoluk çocuğun rızkını sofraya doldurup onları mahrum bırakmayacaksın. Bu şartla gelirim misafirliğe. 
Çünkü iki taraf da biliyordu ki, misafirin hayırlısı, ev sahibinin imkânlarını zorlamayandır.
Ev sahibinin hayırlısı da misafir için israfa girmeyen, israflı misafir ağırlama örneği vermeyendir. 

Yine başka bir hadiste “Misafir, bin bereket ve bin rahmetle gelir.[Nisâb-ül ahbâr] buyurmuştur.
Bu konuda birçok hadis sıralayabiliriz.

“Misafir girmeyen eve, melekler de girmez” [Şir’a]
“Allah-u Teâlâ hayır murat ettiğine hediye olarak misafir
gönderir”.[E. Nuaym]
”Ancak şerli, kötü kimseler, misafir kabul etmez”.[Beyheki]
“Misafir ağırlamak istemeyen kimsede hayır yoktur”.(İbn-i Hanbel,lV,155)

“Sofra misafirin önünde bulunduğu müddetçe, melekler ev sahibi için istiğfar ederler”. [Taberani]


Hz İbrahim'in dediği gibi “Bir ev misafirsiz kalmamakla ayakta kalır'...

13 Ekim 2011 Perşembe

Kış Gelirken



Evimle alakalı işlerimi düzene koyduktan sonra  sıcacık çayımıda alarak en nihayetinde bloğumun başına geçiverdim..Artık cıvıl cıvıl sıcacık günler malesef ki geride kaldı..Kış tüm asaletiyle kendini göstermeye başladı..Şüphesiz her mevsimin kendine münhasır kıymeti güzelliği var..sadece mevsim geçişlerinde ilk anlarda alışana kadar insanın ruh halinde biraz değişikliklere sebep oluyor..hepmizin yaşadığı ve bildiği gibi:)
Tabiki herşeyi güzellikle iyi niyetle karşılamak lazım. Dilerim ki bu kış yazımızdan daha iyi hayırlı olsun dilerim her yaşadığımız an önceki anlarımıdan daha hayırlı ve güzel olsun..Şimdi bu yazımı benim için değerli bir yazar olan senai demirci'nin şu hikayesiyle bitirmek istiyorum:

Pek tatlı bir nezaket cümlemiz vardır. Birisinin yanında bir başkasını övüyorsanız, "Senden iyi olmasın!" dersiniz!


Sadık Şanlı kardeşimin o incelik dolu anlatısını okuduğumdan beri bu iltifata itiraz ediyorum:
"...kapının zili çaldı. Karşımda uzun zamandır görmediğim bir dostum. Selamlaşıp, kucaklaştık. Çay eşliğinde uzun bir sohbet için salona geçtik.

 

Nasıl geçtiğini anlayamadığımız üç koca saatin ardından misafirim 'Geç oldu, bana müsaade' diyerek noktayı koydu ve kalktı. Ona eşlik ettim. Sokağın başına vardığımızda 'Şimdi ayrılık vakti. Ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin inşallah' diyerek elini uzattı. Kucaklaşırken, dostumun ettiği duaya alışkanlıkla 'amin' dedim.



Eve dönerken, arkadaşımın veda sözleri takıldı aklıma. Düşündüm, düşündükçe ürperdim. Bu bir dua idi. İlk kez duyduğum yaman bir dua. Gayri ihtiyari birkaç kez tekrarladım. Sıcacık duygularla doldum. Bir şey tarafından kuşatılmıştım. Bütün benliğimi dolduran güzel
birşey.


Ertesi gün ilk işim arkadaşımı telefonla aramak oldu. Nedir, nereden duydun diye sordum. Bu özlü duadan çok etkilendiğimi anlayan dostum, 'Hz. İsa Aleyhisselam'ın, Peygamber Efendimizin (asm) geleceğini müjdelediği sözmüş bu' dedi. Ne güzel dua imiş! 'Tuttum bu duayı' dedim. Güldü ve 'o halde hiç bırakma.'
Ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin inşallah."



İsâ'ya (as) ve O'nun müjdelediği En İyi'ye (asm) hürmeten: Kalktığım koltuğa benden iyisi otursun. Sustuğum anda benden iyisi konuşmaya başlasın. Olmadığım odaları benden iyiler
doldursun. Yetişemediğim yerlere benden iyiler yetişsin....


"Senden iyi olmasın!" diyen dostlarımın bu duasına, İsa Aleyhisselâmın duasına "amin" deme hatırına "amin" diyemeyeceğimi söylüyorum. Şaka yollu, "Bana beddua ediyorsun galiba!" diyorum. "Ya benden iyiler olmasa, ne ederim ben bu dünyada? Kim beni şaştığımda uyaracak? Kim beni hüzne düştüğümde teselli edecek ki...



Sonra peygamberlerin kavimleriyle yaşadıkları imtihanları hatırlıyorum. O toplulukta o peygamberden iyisi yoktu! Ama nasıl acılar çekti? Ne dayanılmaz sıkıntılara göğüs gerdi?
"Benden iyi(ler) olsun elbette.. Bende peygamber yalnızlığına sabredecek iyilik yok ki!"


11 Ekim 2011 Salı

Selamun Aleykum!!!

HuZur...Tınısı bile farklı terennüm ederken..o yoksa hayatta yoktur pek tat..eksik etmesin onu Mevlam..ama bilmezmisinki huzur; Mevlam’da dır..Mevlam var; gam keder yok..Mevlam var; problem yok.. bunun idrakındadır huzur..bense bunu idrak etmeye çalışan garip bir seyyahım..

Çok defa niyet ettim blog açmak için ama nedense pek cesaret edemedim.Takip ettiğim bir kaç değerli kişi vardı ..onların yazılarını okumak bana pek bir keyif verir oldu.Sonra dedim ki kendi kendime hadi bir bismillah çekip bende katılayım onların arasına..ve bugün bloğumu oluşturmaya başladım.ama daha çok yeniyim  tam çözemedim bu işi.yavaş yavaş olucak inş. yanlışımız olursa af ola :).. Hayırlı muhabbetli akşamlarınız olsun..